Sayfalar

25 Şubat 2011 Cuma

Olmadı!

     Mucize beklentisi ile gittiğimiz Kiev'den yakın geleceğimizin ne olacağını bilmeden, karamsarlığın dahada arttığı bir havada dönüyoruz. İyimserlik havamızı -18 derecede bırakarak giriyoruz önümüzdeki günlere.
      
     Son 3 maçtır her maç bizler için toparlanma, yeniden başlama, moral arayışı olarak görüldü. Zaten bu maçtada kimse Dinamo Kiev'i eleyeceğimize şartlanmamıştı. Güzel bir hayal kurduk sadece. Beklenti en azından bir galibiyet ile silkelenme, toparlanma olabilirdi, olmadı!
 

     Maça gelirsek Schuster'i eleştiremiyorum,  başka nasıl bir kadro ile başlanabilir ki? Benim beklentimde Bobo ve Almeida'nın bir arada oynamasıydı. Sonuçta gol ve goller gerekiyordu. Schuster ilk dakikarda bulacağı bir gol ile umutları artırmak ve moral üstünlük kazanmak istedi sanırım fakat tersi bir durum sözkonusu oldu. Hemde ilk atakta. Sonrasında topa daha çok sahip olan biz gözüktük ama bunda önemli faktör Kiev'in buna izin vermesiydi. Doğru dürüst boş alan bile bulamadık. İstedikleri gibi tempo yaptılar oyunda. Üstelik bizi geçen maçtaki gibi duran toplarlada yenmediler. Gerçekten iyi bir analiz sonucu hak ederek yendiler. (bu analizler neden Schuster'de yoktur anlamıyorum. Schuster bu konuda malesef çok beceriksiz) 



Şüphesiz artılarımızda vardı, genç yeteneklerimiz gibi. Hepimiz bir defa daha gördük ki Necip bu takımın geleceğidir. Genç, dinamik, hırslı, asi ve isyankar. Dün gece oyunu ile sonuca isyan eden iki isimden birisiydi Necip. Hem ofansta hemde defansta çok iyi işler yaptı. (hatırlayın o çıkınca Alex'in yaptıklarını) Ona birazda İsmail katıldı. Artık bu iki isim üzeriden geleceğimiz şekillenmeli, bunlara birde Ersan'ı katabilmeli bu takım. Hepsinin hataları olabilir elbette fakat Almeida'ya, Bobo'ya, hatta sabırla patlamasını senelerce beklediğimiz Delgado'ya gösterdiğimiz sabrın küçük bir kısmını bu gençlere göstermemiz gerekli. Geleceğimiz için bunları şimdiden planlamalı bu takım.

     Yeni bir gelecek çizilmeliyiz artık. Ayağa kalkacaksak, güzel günler için hamleler yapmalıyız. Tam da zamanıdır bu hareketin. Hatta daha uygun zaman olamaz bunun için. Önemli olan bunu Schuster ile mi yapmalıyız yoksa başka bir teknik direktör ile mi? İşte bu soruya hala bende cevap veremiyorum.

Hiç yorum yok: