Sayfalar

20 Şubat 2011 Pazar

Ne Yapılmalı

     Evet zor günler geçiriyoruz. Bu akşam belki hepimiz için daha da zor olacak, işler daha kötü gibi görünecek.Schuster yine garip açıklamalar yapacak belki, belki 4 olacak belki 5... Peki ne yapmalı? Schuster'i mi gönderelim başkanı mı...? 

     Evet Schuster'in geçmişine baktığımızda belki 2 sene üst üste çalıştırdığı takım göremiyoruz ama bu bizimde sorunumuz değil mi? Geriye doğru baktığımızda Denizli, Ertuğrul, Tigana vs. hangisine 2 sene dayanabildik. Denizli ile şampiyon olduk 2 kupa aldık, Ertuğrul ile çok parlak bir dönem geçirmedik belki ama anadoludan şampiyon çıkarma başarısına ulaştığında herkes bir sorgulamıştır hata bizdemiydi diye. Tigana bir buçuk yılda bize 3 kupa kazandıran adamı şampiyonluğu son 2 hafta da  kaybettiği için gönderdik. Yine aynısını mı yapalım? Durumumuz verdiğim örneklerden çok daha kötü olsada suçu Schuster'e mi atalım birşeyleri değiştirmeye çalıştığı için.


Bugün hepimiz Barcelonaya bakıyoruz değil mi? Koskoca Barcelona yıllık 400 milyon dolarlık geliri ile 8 yılda sadece 2 hoca ile çalışmış iken Beşiktaşımız 7 ayrı (Lucescu, Del Boque, Çalımbay, Tigana, Sağlam, Denizli ve Schuster) hoca ile çalışmış ve sayısız oyuncu transferi ile bataklığa sürüklenmiştir. Yine aynısını mı yapalım yani. Lütfen bana kimse bunun doğru olacağını söylemesin. Tamam belki Schuster iyi mizaca sahip değil ama bununlamı yargılanacak. Öyle olsaydı bugün Mourinho nerelerde olacaktı kimbilir...

     Evet bugünde işler istediğimiz gibi gitmeyebilir ama sabretmek ve desteğimizi sonuna kadar sürdürmekden başka doğrumuz olduğunu sanmıyorum.

     Kolay değil, geçen yıl  16 maçta 17 gol atan takımdan yediğinden daha fazlasını atmasını sağlamak. Bu kararlılığın arkasında durulmalı sadece. Biz kendi oyunumuza bakalım, onu oynadığımız zaman rakip düşünsün nasıl oynayacağını. Kiev maçında görüldüğü gibi biz başka şeyler oynamaya çalışmayalım. Yapamıyoruz. Bugün kaybedecek olsak bile kendi düşüncemizden vazgeçmemeliyiz. En güzel örneğini hafta içinde gördük. Hepimizn hayranlıkla baktığı Barcelona Arsenal deplasmanında 1-0 önde iken, işler onlar için çok iyi giderken kendi oyunundan taviz vererek David Villa’yı kenara alıp Keita’yı oyuna aldığı anda Barcelona'nın hata yaptığını anlamıştım. Çünkü kendi felsefesinin çok dışında bir hareketti. Kendi düşüncesinin arkasında durmadı ve cezasını çekti. 
      Bizde belki bu akşam çok zor anlar yaşayacağız ama düşüncemizden taviz vermemeliyiz. Kendimiz olmalıyız. Sonuna kadar arkasında durmalıyız.
     Kısacası “kim olduğumuza güvenmeliyiz”

     


Hiç yorum yok: